evden eve nakliyat hizmetleri

13 Aralık 2007 Perşembe

Kentsel Dönüşüm Raporu 25/9/2007

Zorunlu tahliyeler, ülke icinde yerinden edinme, kentsel dönüşüm
Trakya

Raporun geçerli olduğu tarih: 14 – 17 Eylül 2007

Türkiyede bir süreden beri çeşitli bölgelerde özellikle de büyük şehirlerde başlayan kentsel dönüşüm/kentsel yenileme/zorunlu tahliye, çeşitli gerekçelerle kentin belli bölgeleride geniş nüfusların yer değiştirmesi ve/veya değiştirmeye zorunlu kalması ile sonuçlanmaktadır. Bu durum Türkiye’ninde taraf olduğu çeşitli uluslar arası hukuk çerçevesinde ele alındığında hak ihlalleri olarak değerlendirilebilecek sonuçlara yol açmaktadır.

Bu çerçevede bir süreden beri bilindiği gibi Ankara ve İstanbul başta olmak üzere Bursa, Çanakkale, İzmir, Yalova, Ereğli, İzmit yıkımların yaşandığı bölgeler olarak öne çıkarken, bu bölgelerde yaşayan insanların yerleşim yeri değişiklikleri ise takip edilemez, sosyal sorun alanları saptanamaz ve yasal olarak savunu alanları ise izlenemez ve sınırlı olarak destek verilmeye çalışılsa bile sistematik desteğe dönüşemez durumdadır.

Bütün bunların yanı sıra sadece Istanbulda kentsel dönüşümden etkilenen ve zorunlu tahliye sorunu ile geniş nüfusların, sınırlı sayıda gönüllü/ çoğunlukla gönülsüz ve zorunlu olarak yer değiştirdikleri veya değiştireceği bilinen semtler;

· Küçükbakkalköy,
· Selamsız,
· Kagıthane
· Gülsuyu gülensu,
· Sarıgöl
· Sulukule
· Tarlabaşı
· Dolapdere
· Hacıhüsrev
· Mimar Sinan,
· Silifkedir.

Yıkım gerekçeleri farklı olmakla birlikte sonuçlardan gidildiğinde İstanbul ve diğer illerde yoksul ve çeşitli olanaklara ulaşmada yoksun olan bu nedenle yasal sosyal haklarını arayamayan bu aile toplulukları, maruz kaldıkları haksız uygulamalar karşısında savunma yapamamakta, yol ve yöntem geliştirememektedir. Konu ile ilgili uzman ve aydınların azlığı, STK ların savunuculuk, organizasyon ve duyarlılık geliştirmede henüz çeşitli gerekçelerle yetersiz kalmaları ise sorunu gündeme getirecek ve kamoyunda duyarlılık oluşturacak, savunu oluşturacak çalışmaları zayıf kılmaktadır.

Söz konusu yıkımlar sonrasında yıkıma maruz kalan kimi bölgelerde mülk sahiplerine “kamulaştırma kararı” kapsamında ve/veya tahliyeye yönelik yerel yönetimlerin yasal çerçeveleri kapsamında belirlenen yıkım/enkaz bedeli veya kamulaştırma bedeli olarak ödemeler yapılmakta olsada, yıkım zedelerin çoğunluğu bakımından, bu tutarlar yeterli gelmemekte, tahliye sonrasında yeni bir yaşama başlamada sorun yaşadıkları kendi ifadelerinden ve bölge gözlemlerinden anlaşılmaktadır. Özellikle gelir seviyesi düşük bölgelerde ailelerin daha da yoksullaşması, yıkımlardan sonra çadır (Silivri bölgesinde olduğu gibi) enkazdan toplanan tahta ve tenekelerle yapılan barakalara (kagıthane ve küçükbakkalköyde olduğu gibi) yerleşmeye çalışarak yaşamlarını devam ettirmeyi zorlamaktadırlar. Üçüncü bir seçenek olarakta bu bölgelerde ailelerin bir kısmı özellikle trakya bölgeside bulunan çeşitli illere göç ederek yeni hayatlarını bu bölgelerde kurmaya çalıştıklarını bildirmişlerdir.

Yıkımlarda bir diğer ilgi çeken konu ise kitlesel nüfus hareketliliğinin gerçekleştiği bölgelerin çoğunlukla çingene/roman vatandaşların yaşadığı semtler olmasıdır. Bu semtlerde genel istihdam alanı ve geçim kaynaklarının, iyi ihtimalle müzisyenlik/çalgıcılık, küçük esnaflık, bunun yanı sıra hurda/kağıt toplayıcılığı, çiçek satıcılığı, hammalık, boyacılık gibi mesleklerden oluştuğu gözlenmiştir. Dolayısı ile sosyal güvencesi olmayan, düzenli geliri olmayan, tanımlı ve kayıtlı iş grubuna girmeyen, istihdam sorunundan ötürü eğitimde sürekliliğin sınırlı olduğu, eğitim seviyesi ve okur yazar oranının düşük olduğu, sağlık sorunlarının bölge nüfusunun yarısından fazlasını kapsadığı bu semtlerin sakinleri, kentin dışına itilerek zorunlu tahliye maruz kalmış ve belirsiz bir gelecek riski ile karşı karşıya bırakılmışlardır.

Rapora konu oluşturan Trakya bölgesi, özellikle Silivri, Küçük bakkal köy ve Kağıthane gibi İstanbuldan zorunlu tahliye mağduru ailelerin göçüne tanık olmaktadır. Zorunlu tahliyeye maruz kalan ve daha önce yaşadığı bölgede/şehirde yeni bir yaşam kurmayı ekonomik olanaksızlıklar nedeni ile beceremeyen bu aileler, genellikle Trakya bölgesindeki diğer çingene/roman vatandaşların (akraba ilişkileride belirleyicidir) yaşadığı bölgelere göç etmek zorunda kalmışlardır. Ziyaretler, yerinde gözlem ve ailelerle görüşme, kimi illerde ise Roman Dernek temsilcileri ile görüşmeler aracılığı ile gerçekleştirilmiştir.

Ziyaret güzergahı; Çorlu Kore mahallesi( Hıdırağa mahallesi), Lüleburgaz Dörtyol ağzı/Kuştepe mahallesi, Edirne Menzil Ahır/Kıyık/ Yıldırım mahallesi, Hayrabolu Şırnak mahallesi, Tekirdağ Aydoğdu mahallesidir.

Bu bölgelerde 2006 yılında İstanbulda yerinden edilen ve zorunlu tahliyeye maruz kalan gelir seviyesi düşük çingene/roman ailelerin gerek çadırlarda, gerekse o bölgede yaşayan yakınları aracılığı ile buldukları gecekondulara yerleştikleri gözlenmiştir.

Burada gözlenen ve kaynak kişilerden aktarılan temel sorunlar;
1- Yaşadıkları mevcut durum ve sonuçlarının gerekçeleri hakkında yeterli bilgiye sahip olmamaları,
2- Eğitim ve savunma eksikliğinden kaynaklı olarak yasal haklarını savunmada herhangi bir girişimlerinin olmaması,
3- Tahliye edildikleri bölgelerde konu ile ilgili herhangibir hukuksal destek alamamış olmaları ve/veya dava açtıkları zaman açmış oldukları davanın takibini yapamamaları, dava açmalarına paralel bir kac ay içinde eski yerleşim yerlerinden ayrılmak zorunda kalmaları ve adres değişikliğini bildirememeleri, dolayısı ile davalarının takibini yapamamış olmaları
4- Dava açmayan/açamayan çoğunluğun ise bu şekilde bir haklarının olduğundan dahi haberdar olmadıkları gözlenmiştir.
5- Trakyaya gelen ailelerin önemli bölümünün eski yerleşim yerlerinde hurda kağıt toplayıcılığı yaptıkları ve yeni yerleştikleri bölgelerde ise aynı işe devam etmeye çalıştıkları, bir kısmının hammalık yapmayıda denediği, ancak yeterli kazanç elde edemedikleri anlaşılmıştır.
6- Görüşmelerde ailelerin özelliklede kadınların, romatizma, bronşit, böbrek, karaciğer ve kalp rahatsızlıkları gibi tedavisi uzun dönem gerektiren hastalıkları tedavi ettiremedikleri, nedeleri arasında ise yeşil kart dışında sosyal güvencelerinin olmaması, bununla birlikte önemli bir kısmınında kayıtlarının yerel muhtarlıklarda yer almaması nedeni ile tedavilerini yapamadıkları ifade edilmiştir.

Öte yandan;
1- Lüleburgaz kuştepe mahallesi, Çorlu Kore mahallesinin yol kenarında bulunan sağlı sollu yerleşim birimleri, Edirne Kıyık mahallesi, Tekirdağ Aydoğdu mahallesi zorunlu tahliyeye maruz kalması beklenen çingene/roman mahalleleri arasında yer almaktadır
2- Bu mahallelerde var olan roman dernekleri ile yapılan görüşmelerde sürece karşı yeterli ilgiye sahip olmadıkları, yıkım kapsamında adı geçen mahalleleri kapsamadıkları, o mahallelerde yaşayan çingene/roman vatandaşları ise tanımadıkları, bu nedenle ilgisiz kaldıkları yapılan görüşmelerde anlaşılmıştır.
3- Bunun yanı sıra derneklerde hak arama, sorunlar karşısında kendini ifade etme, ortak hareket etmede bilgi eksikliği gözlenmiştir.
4- Yıkım kapsamında adı geçen mahallelerde ise görüşülen kişiler kendilerini ifade eden sivil toplum oluşumlarının olmadığı belirtmiştir.
5- Yıkım kapsamında adı geçen mahalleler, hurda/kağıt toplayıcılığı, hamallık ve yine derneklerin ifadesine göre “çeşitli gayrimeşru işler”le uğraş istihdam alanları olarak tanımlanmaktadır
6- Adı geçen mahalleler, –ki aynı zamanda, İstanbul’dan Kagıthane, Küçük bakkal köy ve Silivriden zorunlu tahliyeler sonrası göç alan bölgelerdir- yoksul ve eğitim seviyesi düşük, nüfus oranı yüksek, kötü koşullarda tek göz ve/veya 2 göz gecekondularda yaşayan, sosyal güvence, sağlık ve eğitim imkanlarına mağdur semtler olarak, ilgili belediyelerin yol (otoban) yapım, üniversite yapım, yeşil alan gibi gerekçelerle yıkım ve tahliye planında bulunan bölgelerdir.
7- Aydogdu mahallesinde mülk sahibi romanların bir kısmı tahliyeyi olumlu karşıladıklarını soylemişlerdir. Böylece mülklerine belediye tarafından yapılacak ödemenin, mevcut koşullarda kendileri satarlarsa alıcı tarafından yapılacak ödemeden fazla olacağı düşünmektedirler. Çünkü mahallelerinin çingene/roman mahallesi olması nedeni ile konut almak isteyen ailelerinde genelde çingene/roman olduğu ve gelir seviyelerinin düşük olmasından ötürü fazla para veremedikleri, ayrıcada mahallenin dışarından gelmek ve yerleşmek isteyenler için yine çingene/roman mahallesi olması nedeni ile cazip gelmediği, güven vermediği bu nedenden ötürüde mülklerinin karşılığının normal koşullarda düşük olduğu belirtilmiştir. Yıkımların Belediye tarafından kayda değer ödemeler yapılarak kendilerini de bekleyen olumsuz gelecekten kurtulacağı düşünmektedirler.
8- Yine bölgede görüşülen derneklerin bir kısmının mahallelerinde yaşayan vatandaşlarının sorunlarını taşımak, ifade etmek, savunmak yerine kurumsal sorunlar nedeni ile bölünme yaşamaktadır.
9- Yıkım söylentilerine ilişkin yaklaşımlarda ise değişkenlik görülmektedir. Kimilerinin bu söylentilerin kendi mahallelerini kapsamadığı “aşağı” yada “yukarı” mahalle dedikleri, gelir seviyesi daha düşük olan çingene/roman vatandaşların yaşadıkları bölgeleri kapsadığını, kendi mahallelerinde herkesin tapusu olması nedeni ile yıkımın yapılmasının imkansız olduğunu belirtmişlerdir.
10- Aynı kişilere Sultan mahallesi (Sulukule) örneği verildiğinde sessiz kalmışlardır. Tüm görüşülen kişiler Sultan mahallesi, Kagıthane, küçükbakkal köy ve Silivrideki yıkımlardan haberdar olduklarını belirtmişlerdir.
11- Yıkımdan doğrudan etkilenecek diğer mahalle sakinleri ise bu konuda umutsuz olduklarını, ne yapacaklarını bilmediklerini ifade etmişlerdir.

Sonuç:

Ülke içinde yerinden edinme meselesi olarak ele alınabilecek, zorunlu tahliye olarakta uluslar arası literatürde yer almış olan ve türkiye dışındada özellikle balkan ülkelerinde çingene/roman vatandaşların yaşadıkları semtlerde de karşılaşılan bu soruna ilişkin olarak genel izleme çalışması devam etmektedir.
Ağır sosyal sorunlara sahip olan bu semtlerde yaşayanlar çingene/roman vatandaşlar, mevcut durumları iyileştirileceğine, daha fazla mağdur bırakılarak insanlık dışı bir yaşama mahkum edilmektedirler. Bunun doğuracağı orta ve uzun vadede sosyal- politik sorunlar ise geçiştirilebilir, saklanabilir, kentin dışına itilerek görülmezden gelinir değil, aksine Türkiye’nin kendini ulusal ve uluslar arası alanda yeniden ifade etmeye başladığı bu dönemde insanlık inkarı ve reddi olarak görülmelidir. Varlıkları yok sayılan hatta kabul görmeyen çingene/roman vatandaşlar tüm çaresizliklerine ve itirazlarına rağmen başta büyük şehirler olmak üzere Türkiye’nin pek çok kentinde zorunlu tahliye ile yer değiştirmeye zorunlu bırakılmaktadırlar. Soz konusu uygulama hükümet tarafından politik gerekçeler dışında tanımlansada ve gerekçeler buna uygun yasalarla desteklensede (kentsel yenileme/dönüşüm/gecekondu iskan kanunu vb.), sonuçları bakımından yıkımlar ve zorunlu tahliye orta vadede siyasallaşmaya açık durmaktadır. Zorunlu tahliye zorunlu suça yönelme ve ortak yaşama koşullarının bu insanların aleyhine işlemesi anlamına gelmektedir

Sorun tek başına kentin yeniden yapılandırılması değil, bu sürecin gerekli katılım sağlanarak ve insanların eşit vatandaşlık hakları, hukuka ve kendini savunmaya erişim, eğitim, sağlık, barınma ve sosyal haklar olarakta tanımlanan temel insan haklarına erişimde engellenmeleri olarak seyretmektedir.

7 yorum:

Unknown dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Unknown dedi ki...

Evden Eve Nakliyat
Avcılar Evden Eve Nakliyat
Ataşehir Evden Eve Nakliyat
Bağcılar Evden Eve Nakliyat
Bahçelievler Evden Eve Nakliyat
Bakırköy Evden Eve Nakliyat
Başakşehir Evden Eve Nakliyat
Bayrampaşa Evden Eve Nakliyat

Unknown dedi ki...

Evden Eve Nakliyat Hizmet Alanlarımız :

Evden Eve Nakliyat
Şehirler Arası Evden Eve Nakliyat
Bursa Evden Eve Nakliyat
Eşya Depolama
Eşya Paketlemeli Taşımacılık
İstanbul Evden Eve Nakliyat

EROĞLU dedi ki...

evden-eve-nakliyat

evden eve nakliyat

istanbul evden eve nakliyat

kavacık evden eve nakliyat

beykoz evden eve nakliyat

sarıyer evden eve nakliyat

gebze evden eve nakliyat

yalova evden eve nakliyat

bahçeşehir evden eve nakliyat

içerenköy evden eve nakliyat

kayışdağı evden eve nakliyat

istanbul nakliye firmaları

istanbul evden eve nakliyat firmaları

istanbul nakliyat

ankara istanbul evden eve nakliyat


evden-eve-nakliyat

evden eve nakliyat

istanbul evden eve nakliyat

kavacık evden eve nakliyat

beykoz evden eve nakliyat

sarıyer evden eve nakliyat

gebze evden eve nakliyat

yalova evden eve nakliyat

bahçeşehir evden eve nakliyat

içerenköy evden eve nakliyat

kayışdağı evden eve nakliyat

istanbul nakliye firmaları

istanbul evden eve nakliyat firmaları

istanbul nakliyat

ankara istanbul evden eve nakliyat

Unknown dedi ki...

evden-eve-nakliyat-istanbul.blogspot.com/2007/12/kentsel-dnm-raporu-2592007.html

Unknown dedi ki...

Adana Ücretsiz Expertiz Hizmeti
Adana Para Kasası Taşımacılığı
Adana Piyano Taşımacılığı
Adana Kurumsal Taşımacılık
Adana Şehirler Arası Nakliyat
Adana Evden Eve Eşya Transferi
Adana Ofis Büro Taşımacılığı
Adana Ev Eşya Depolama
Adana Stand Malzemesi Taşımacılığı
Adana Asansörlü Evden Eve Nakliyat
Adana Evden Eve Nakliyat

Türkiyenin En Güvenilir Evden Eve Nakliyat Firması UMUT Evden Eve Nakliyat, Adana'dan tüm Türkiye Geneline Sigortalı, Ambalajlı ve Asansörlü Nakliye Hizmeti Vermektedir. Ev veya Ofis Taşıma Hizmetinin Yanı Sıra Kiralık Asansör Hizmetiyle Yıllardır Sektörde Adından Söz Ettirmektedir. Evden Eve Nakliyat Fiyatları ve Adana Evden Eve Nakliyat Firmaları Araştırmanıza Artık Gerek Kalmadı Umut Evden Eve Nakliyat ile Uygun Fiyatlarla Taşımacılık Hizmetinden Faydalanabilirsiniz.

Adana Evden Eve Nakliyat
Adana Evden Eve Nakliyat

Unknown dedi ki...

RSS
Ping
Sitemap
Adana Evden Eve Nakliyat
Adana Evden Eve Taşımacılık
Adana Nakliyat
Adana Evden Eve Nakliyat
Evden Eve Nakliyat
Adana Evden Eve Taşımacılık
Büro ve Ofis Taşımacılığı
Ambalaj ve Paketleme
Sigortalı Nakliyat
Stand Malzeme Taşımacılığı
Ücretsiz Ekspertiz Hizmeti
Piyano Taşımacılığı
Asansörlü Evden Eve Nakliyat
Şehirler Arası Evden Eve Nakliyat